EL TORO (boğa)… 3 Perdelik bir Trajedi…
Boğalar Akdeniz uygarlıklarında tarih boyunca güç, yaşam, üretkenlik, dayanıklılık ve yaratıcı enerji simgesi olarak yer almıştır. Günümüzde ise bu mitolojik yaratık geniş otlaklarda, kendi türüyle birlikte sakince yaşamakta.
Zaman içinde bu hayvan, insanoğlunun bazı üyeleri tarafından boğa güreşi veya 'CORRIDA' adı verilen fiziksel yarışmalara katılmak üzere seçilmiştir... Seçilen boğalar, yarışmadan birkaç gün önce gürültüden uzak, gölgede barındırılır ve beslenir... Er geç arenanın kapısı açıldığında ise boğa, muhtemelen onu ihtişamına götürecek şekilde tünele yönlendirilir… Bir an için bu ana ve eşsiz karakter, yalnızca Güneş tanrısı tarafından gönderilen ışıkla değil, aynı zamanda da alkışlarla, müzikle, renklerle onurlandırılır ve gözleri kamaştırılır. Ta ki yine odak noktası olmaya gönüllü ikinci bir karakterin, yani matadorun sahneye girişine kadar!
Onun adı EL MATADOR (İspanyolca öldürmek anlamına gelen "Matar" fiilinden türetilmiş bir isim), katil! Boğa güreşleri tercios adı verilen üç perdelik yarışmalardır. İlk perdede boğaya cesaretini ve gücünü sergileme fırsatı verilir; aslında o, tanrıların kralı ve insanların tanrısıdır. 3. perdenin sonuna ulaşmadan önce trajedinin ikinci perdesinden geçmeli, son aşamada ise serbest bırakılmalı ve bulutların ötesindeki uçsuz bucaksız düzlüklerde huzur içinde dinlenmesine izin verilmelidir.
Sonuç olarak boğa güreşi sanatı, meraklıları ya da boğa güreşi tutkunları açısından bir trajedi ve bizim için "Yanında ya da Karşı" olma seçimi olarak özetlenebilir.