Mekanda algıyı değiştiren “şey” duygularımız ve mekan içindeki deneyimlerimizdir. Mekan, hisleri ve fikirleri kendi içinde düzene kavuştururken, mekanı ulaşılabilir ve akışkan kılan uyarıcılar, etkileşimler olmaktadır.
Sanatçı, pandemi döneminden bu yana, ortaklık kurduğu mekânlara ve çok çeşitli yerlerde karşılaştığı insanlarla yarattığı diyaloglara odaklanmaktadır. Direkt insanlarla kurduğu bağları ya da gündelik hayatında karşılaştığı durum, olay ve etkileşimleri sanat pratiğinde referans olarak kullanmaktadır. Sergide bulunan katılımcı sanat pratikleri, insanlarla birlikte yaptığı mekan düzenlemeleri, herkesin bir arada ortaya çıkarabileceği bir duygunun, ifade biçiminin de aslında olasılıklarını ve ortamını oluşturmaktadır.